Kenan Özcan Yasamı Ve Siirleri
"bu kadar ağır yükü
hangi yürek taşır ki"


Kenan Özcan; 1959 yılında Fatsa'da doğdu.İlk, ve Orta lise öğrenimini bu ilçede tamamladı. 1979 yılı aralık ayında tutuklandı. Fatsa Davası'nda yargılanmakta iken 20 Ekim 1985 tarihinde Amasya Askeri Cezaevin'de hücresinde ölü bulundu.

Arkadaşları onun için ailesine yazdıkları mektupta:"sizleri sevdiği kadar en az dostlarını da seven Kenan'ımız yaşam dolu,sevgi ile bezenmiş yüreğinin kabaran duygularını nasıl bastırdı bilemiyoruz. Onu ölüdüğünü duyduğumuzda hiç bir arkadaşı inanmadı,inanamadık."

"Ölüm,hangi çeşidi olursa olsun ölüm işte.Ne demeye onlardan birini beğenmedi? Ölüme yargılı yaşama başat bir dostu,can kardeşi,herşeyden önemlisi de...herhangi bir çeşidiyle uğurladık.Üzüntümüz ne o, ne bu.Üzüntümüz,yaratıcılığı,üretkenliği, canayakınlığı,ağırbaşlılığı,yaşama bağlılığı ve örnek davranışlarıyla yokluğu."



Son Şiir*

Kimi dostlarım;
En onurlu kısmında
Noktaladı yaşamını
Ya bir orman karanlığında
Ya bir dağ geçidinde
Kimi dostlarım;
Asıldı bir başka cellattın ellerinde
Kimi dostlarım;
İhanet etti, tek kelimeyle ihanet
Kimi ise;
En saygınları
Zorlukları göğüslüyerek yürüyorlar
İnanıyorum ki, yürüyecekler
Yüreklerinde yarattikları
o duru, o güzel günlere


19Ekim 1985

*Kenan öldükten sonra hücresinde arkadaşları tarafından bulunan son şiiri.

solplatform06
01-22-2008, 06:49 PM
Giden Ömür.

Bir çırpıda
geçen yirmi beş yılı
düşündüm.
Acısını çektim
sevincini yaşayamadan yaşamın.
Gözlerimi açtığımda
savaşta buldum kendimi;
acemi asker edasıyla.
Ve kapayamadım
zeytin dalının gölgesi altında
gözlerimi.
Namlunun soğuk bakışı
titreşmesini engelliyordu
yaprakların.
Ne olduğunu anlayamadan
geçti zaman.
Pencerenin yağmurluğundan
bir yirmi beş yılın
daha hesabını yaptım.
Bir zamana
bir de kendime baktım.
Getirdikleri güzel olunca;;
"Gel zaman"dedim.
Oysa
giden ömürdü
farkına varamadım.

Kenan Özcan

solplatform06
01-22-2008, 06:53 PM
GÜL

Gül sevmek içinse
baharda gülü neyleyeyim.
Sana "gülüm"dedim
her mevsimde sevebileyim.

Kenan Özcan

solplatform06
01-22-2008, 06:58 PM
Aşkolsun
gönderebilene
demirparmaklıklar ardına
bir demet gül.
Ve aşkolsun
baharın giremediği
karanlıklarda,
soldurmadan saklıyabilene.
Böylesi dostluğun saksısına
....su koymalı
Ve
solmayan gönüllerde
yaşatılmalı gül.

Kenan Özcan

alikorkmaz
01-22-2008, 10:57 PM
Yasamini inandigi sekilde surduren ve o yolda feda edenler, gercek kahramanlardir.

Kenan Ozcan, sadece yaptiklariyla degil, ustelik yazdiklariyla da yasayacak. Hic unutulmayacak.

Paylastigin icin sagol Hocam

Ali K.

solplatform06
01-25-2008, 03:47 PM
Sen Olunca

Sen olunca güzel bir herşey
şu sıra,şu yağmur
arasıra gürleyen şu gök
sen olunca güzel herşey
şu loş karanlık,şu soğuk duvar
yüreğin yüreğimde gül açar.



Sevdanın Özü

zaman adil değil
kuralsız esiyor rüzgar
yapraklar düşüyor toprağa
ağacın boynu bükük

Zor

zulüm ile ölüm kardeş
etrafım puştluk duvarı
çöl ve su,dostluk
karanlık içinde voltalarım.

Beş Kala

karanlık deyip geçme
en güzelini yaşattım duyguların
son akşamından
yeniyıla beş kala
kır çiçeği tak saçlarına
koklamak istiyorum.

Volta

Hergün
şafak sökmeden
volta atarım
aslında ben
yedi adımda
yedi dünya dolaşır
geleceği
bugünden kurarım

Sizinle Kaldı Sevdam
Kenan Özcan

Zeren
01-26-2008, 01:15 PM
Bir arkadaşı anlatıyor:

"Kenan ufak tefek olmasına rağmen son derece gözüpek bir çocuktu. Birgün okulda sınıfa girdiğinde tahtada bir kurt resmi çiziliydi, Kenan hemen resmi sildi, sonra duvarda asılı duran kurt resmini de indirdi, geçip yerine oturdu. Sınıftaki faşistler hiçbir şey diyemediler. Gerçi sonradan, faşist bir fen hocası vardı, ona dövdürdüler Kenan'ı... Birkaç kez de okul çıkışı Kenan'ın önünü kesip dövdüler."

Kenan Özcan, o dönemde Fatsa Halkevi'ne gidip gelmeye başladı. Bir yandan okulunda faşist işgale karşı oluşan örgütlenme ve eylemlilik içinde yer alırken, diğer yandan devrimci düşüncelerle daha yoğun bir ilişki içine girdi. Özellikle Halkevi Başkanı Kemal Kara'nın Kenan Özcan üzerinde çok etkisi oldu. Nitekim Kemal Kara'nın polis Necati Budak gözetimindeki bir grup faşist tarafından pusu kurularak öldürülmesi Kenan Özcan'ı derinden etkiledi ve mücadele içindeki çabası ve etkinliği daha da arttı. Fatsa Ticaret Lisesi'nde okumakta olduğu bu yıllarda Devrimci Yol hareketinin çalışmalarına katıldı. Okulda faşist işgalin kırılmasında mücadeleci kişiliğiyle büyük payı oldu. Sonraki dönemde Karadeniz'de düzenlenen "Fındıkta Sömürüye Son" mitinglerinin örgütlenmesinde, Fikri Sönmez'in seçim çalışmalarında, karaborsacılara ve tefecilere karşı yürütülen eylemlerde, "Çamura Son" kampanyasında, Ordu'nun çeşitli ilçelerinde faşistlere karşı aktif mücadele içinde yer aldı. Kenan Özcan, 1979 Aralık'ında Ordu'da kaldığı evde gözaltına alındı. Önce Ordu Emniyetinde, ardından Samsun Emniyeti'nde ağır işkencelere maruz kaldı. Tutuklanarak Samsun Cezaevi'ne girdi.

12 Eylül darbesi geldiğinde Kenan Özcan, Samsun Cezaevi'ndeydi. Kasım 1981'de hakkında yeniden soruşturma açılarak Samsun Cezaevi'nden dönemin işkence merkezi Perşembe Eğitim Enstitüsü'ne götürüldü; yeniden işkenceye alındı. Ardından yargılanmakta olduğu dava Fatsa Devrimci Yol davası ile birleştirildi; önce Ordu Efirli Cezaevi'ne, sonra da Amasya E Tipi Cezaevi'ne götürüldü. Amasya E Tipi Cezaevi'nde süren baskılara karşı gelişen direnişlerin örgütleyicilerindendi Kenan Özcan... Fatsa Davası boyunca görüşlerini kararlılıkla savundu. Bu süre boyunca edebiyatla da uğraştı, şiirler yazdı.

İtirafçı sanıkların polisle girdikleri işbirliği sonucu 1985 yılında tekrar Fatsa'ya götürülerek ağır işkencelere uğradı. Cezaevine geri getirildiğinde tek kişilik hücrelerden oluşan müşahade bölümüne koyuldu. 1985 yılının 20 Ekim sabahı hücresinde intihar etmiş olarak bulundu.

Bir arkadaşı anlatıyor:

"O sabah hücrelerin kapıları açılmaya başlandığında, askerler Kenan'ın hücresine geldiklerinde birden durdular. Sonra hızla geri dönüp açtıkları hücreleri de kapatıp müşahadeyi terkettiler. Ortada bir olağanüstülük olduğu çok belliydi. Herkes mazgallardan birbirine ne olduğunu sormaya başladı. Ne olduğunu tam anlayamamıştık. Bu esnada askerler yanlarında subaylar da olduğu halde geri döndüler ve doğruca Kenan'ın hücresine gittiler. Bir süre konuşmalar oldu ama biz tam duyamadık. Önce Kenan'ı tekrar emniyete götürnıek istediklerini sandık ancak bu arada bir "ölüm" lafı telaffuz edildi. Sonra askerler ve subaylar tekrar çekip gittiler. Kenan'ın hücresinin sağındaki ve solundaki hücrelerden Kenan'a seslenildiyse de cevap alınamadı. Bir ara sessizlik oldu, sonra biri "Galiba Kenan ölmüş" dedi. Önce donup kaldık; sonra kıyamet koptu. Hücre kapılarına vurulmaya başlandı, bağırışlar hıçkırıklara karıştı. Gürültü üzerine bir subay müşahadeye geldi ve "Arkadaşınız intihar etmiş" dedi. Kenan'ı görmek işin ısrar ettik. Bunun üzerine temsilci arkadaşı... Kenan'ın hücresine götürdüler. Temsilci Kenan'ın üzerinde çıkan bir miktar para, bu paranın borçlu olduğu bir arkadaşa verilmesini istediği kısa bir not ve son gece yazdığı şiirle geri döndü. Sadece "Kenan ölmüş" diyebildi."

Devrimciyol.org 'dan alıntıdır.

solplatform06
02-02-2008, 02:43 PM
İtirafçı sanıkların polisle girdikleri işbirliği sonucu 1985 yılında tekrar Fatsa'ya götürülerek ağır işkencelere uğradı. Cezaevine geri getirildiğinde tek kişilik hücrelerden oluşan müşahade bölümüne koyuldu. 1985 yılının 20 Ekim sabahı hücresinde intihar etmiş olarak bulundu.

Sayın Zeren, ben bunu yazamamıştım. Elim ermedi. Sadece arkadaşlarının:
"Ölüm,hangi çeşidi olursa olsun ölüm işte.Ne demeye onlardan birini beğenmedi? Ölüme yargılı yaşama başat bir dostu,..." değerlendirmelerini sadece aldım.

Kenan, ruhu ve kalbiyle o dönemin içinde bulunan insanların temsili gibi algıladım ben. Ancak ölümü gerçekten tam trajidir. Bu onun kimliğini ve tavrına toz konduramaz. Bu bir esrimedir, herkesin başına gelebilir. Biliyoruz ki mutlak hiç birşey yoktur.

kohlhaas

solplatform06
02-02-2008, 02:59 PM
GÜÇLÜ

Ardınıza koymayın
onu
bunu
şunu
aklınaza gelen
tüm puştluğu.
Alın sizin olsun bedenim
Boyun erdiremiyeceğiniz
çelik kadar güçlü
kasırka kadar
çarpıcıdır iradem
Döndüremez sevdamdan
ne gözü dönmüş namlular
ne de prangada zulüm.

Kenan Özcan


Sevgili Kenan, Kimi dostlarının ihanetine hazır değildi. Buna karşı savunmasızdı ve onu vuranlar işte bu en zayıf yerinden vurmuşlardı.
Bu aynı zamanda 12 Eylül dönemini yaşayanların en zayıf yeriydi. Evet karşıdan gelecek olan her şeye ama herşeye hazırlardı ama dostlarından gelecek olana hiç değildiler. Bu aynı zamanda onların özüydü, yani saflıkları.
Bu aynı zamanda 12 Eylül dersidir. Öyle ki 12 Eylül aynı zamanda saflığın,duruluğun ve güvenin kaybedildiğidir de . Eğer bugün ölü toprağı filan denileninde kökleri buralarda ekilmiştir.

kohlhaas

Zeren
02-19-2008, 02:43 PM
Sayın Zeren, ben bunu yazamamıştım. Elim ermedi. Sadece arkadaşlarının:
"Ölüm,hangi çeşidi olursa olsun ölüm işte.Ne demeye onlardan birini beğenmedi? Ölüme yargılı yaşama başat bir dostu,..." değerlendirmelerini sadece aldım.

Kenan, ruhu ve kalbiyle o dönemin içinde bulunan insanların temsili gibi algıladım ben. Ancak ölümü gerçekten tam trajidir. Bu onun kimliğini ve tavrına toz konduramaz. Bu bir esrimedir, herkesin başına gelebilir. Biliyoruz ki mutlak hiç birşey yoktur.
kohlhaas

Sayın kohlhaas,
Sanırım yanlış anladınız. İntihar edişini bir acizlik olarak asmadımki sadece şiirlerine ek olarak hayatından birkaç dostun anlattığını aktarmak istedim.
Elim değil yüreğim gitmez aslında yazmaya .. Gerçeği değiştiremeyiz ama .. Hem yaşadığı şartları göz önüne alırsak devrimci olsa da insan insan değil midir? İntiharı seçmek devrimciliğinden vazgeç anlamına mı geliyor? Esasında bu sayfada anılması bile hala yaşadığının kanıtı ...

Zaten yukarıda altını çizdiğim cümlelerinizde hem fikirde olduğumuzu vurguluyor.

solplatform06
02-19-2008, 04:22 PM
Sayın zeren sizi yanlış anlamadım. O sizin yukarda söz ettiğiniz makiyette yazıyı astığınız da ima etmemiştim. Ne kadar çok alınganız! Yada duyarlıyız. Neyse, ben sadece "elim erememişti" dedim. Ama yazılmasının da yanlış olduğunu söylemedim, böyle de düşünmüyorum.

Dostlukla

Onur !

Bir çöp misali
sokak ortasında
süründüreceğime;

Bir ömür boyu
mapusta yatırırım seni.

Kenan Özcan.

Zeren
02-19-2008, 04:43 PM
Yoo yaptığım alınganlık değildi gerçekten.
Sadece "benim elim erememişti" yazmanızdan yola çıkarak , aslında keşke sizde böyle anmasaydınız dediğinizi düşünmüştüm.

Saygılarımla...
 
FATSALI
 
SüperTeklif'e üye ol, sen de kazan!

Türkiye Yol Haritasi

counter
 
Bugün 47 ziyaretçi (225 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol